Bu soruya cevap vermeden önce sporun vücudumuza etkilerine ve hangi kalp hastalıklarının spor açısından daha riskli olduğu konularına değinmemiz gerekir.
Spor Sırasında Vücudumuzda Neler Değişir?
Spor yaparken kaslarımız yoğun çalıştığı için vücudun oksijen ihtiyacı artar. Oksijen dokulara kan ile dağıtıldığı için artan oksijen ihtiyacı kalbimizin daha hızlı çalışarak ve daha güçlü kasılarak dokulara daha çok kan pompalamasına neden olur. Bu sırada kan basıncı da artar. Ayrıca solunumumuzun hızlanmasıyla vücuda giren oksijen miktarı ve kanın oksijen içeriği artar. Kısaca spor kalbin iş yükünü artıran bir durumdur. Sağlıklı çocuklar artan iş yüküne kolayca uyum sağlar. Ancak daha önce teşhis edilmiş bazı kalp hastalıkları olanlar ile önemli bir kalp hastalığı olduğu halde henüz teşhis almamış bazı çocuklar bu duruma uyum sağlayamaz ve çabuk yorulma, nefes darlığı, göğüs ağrısı, çarpıntı, baş dönmesi, bayılma gibi yakınmaları geliştiğinden aktivitelerini sonlandırırlar. Daha ciddi sorunu olan az sayıdaki bireyde ise ani ölüm görülebilir.
Ani Ölüme En Sık Yol Açan Kalp Hastalıkları Hangileridir?
Normal görünümlü bir bireyde, travma olmaksızın spor sırasında gerçekleşen veya spor sırasında belirtileri başlayıp izleyen bir saat içerisinde ölümle sonuçlanan durumlar sporla ilişkili ani ölüm olarak adlandırılmaktadır. Ani ölüme yol açan kalp hastalıklarının çoğu aileden çocuğa geçen veya doğuştan gelen bozukluklardır. Bunların en önemlileri kalp kasının aşırı kalınlaşmasıyla kendini gösteren kalp hastalığı (hipertrofik kardiyomiyopati), kalp kasının kan ihtiyacını karşılayan koroner arterlerin doğuştan veya sonradan oluşan bozuklukları ve ritim bozukluklarıdır.
Spor Öncesi Kalp Muayenesinin Faydası Nedir?
Yarışmalı sporlara katılan sporcular yaşıtlarına göre 3 kat daha fazla ani ölüm riskiyle karşı karşıyadırlar. Bu durum genellikle, henüz belirti vermemiş önemli bir kalp hastalığı olan sporcunun zamanının önemli bir kısmını kalbin iş yükünü artıran antrenmanlarla geçirmesinden kaynaklanmaktadır. Aynı kalp hastalığını taşıyan, spor yapmayan bireylerin günlük işlerini yaparken kalplerinin iş yükü nadiren arttığı için ani ölüm riskleri de daha az olmaktadır. Ancak riskin daha az olması bu kişilerin günün birinde mesela bir köpekten kaçarken ölmeyecekleri anlamına gelmez. Dolayısıyla buradan çıkarılması gereken temel sonuç çocuklarımızın spordan uzak durması değildir. Riskli bir durum tespit edilmeyen çocukların spora teşvik edilmeleri sağlıkları için yararlıdır. Spor öncesi kalp muayenesi, henüz belirti vermemiş ancak kalbinde hastalık olan çocukların ortaya çıkarılmasına olanak sağlar. Tespit edilen bozukluğa ve bozukluğun derecesine göre çocukların yarışmalı sporları yapıp yapamayacakları, yapabileceklerse hastalıklarının durumuna hangi sporların daha uygun olduğu konularında önerilerde bulunulur. Sonuç olarak, spor öncesi kalp muayenesi yaptırarak çocuklarımızı sporla ilişkili ani ölüm riskinden mümkün olduğunca uzaklaştırmak en doğru yaklaşım olacaktır.
Spor Yapan Çocukların Tekrar Değerlendirilmeleri Gerekir mi?
Yakınması olmayan, özgeçmiş ve soy geçmişinde riskli durum saptanmayan, başlangıç değerlendirmesi normal bulunan sporcu çocuklar çabuk yorulma, nefes darlığı, göğüs ağrısı, çarpıntı, baş dönmesi, bayılma gibi yakınmaları gelişirse en kısa sürede çocuk kardiyolojisi uzmanlarına başvurmalıdırlar. Hiçbir yakınması gelişmeyen sporcu çocukların ise sonradan ortaya çıkabilecek kalp hastalıkları açısından doktorlarının önerdiği aralıklarla kontrol edilmeleri uygun olur.
Kalp Hastası Çocuklar Spor Yapabilir mi?
Kalp hastalığı saptanan çocukların çoğu için durumuna uygun birkaç spor dalı vardır. Hastalıkları nedeniyle aşırı koruyucu davranarak çocukları yapabilecekleri spor dallarından uzaklaştırmak doğru olmaz. Bu çocuklar doktorlarının önerileri doğrultusunda spora yönlendirilebilirler.