Çarpıntı, normalde hissedilmeyen kalp atımlarımızın, kalbimizin hızlanması, atımlarının daha güçlü olması veya düzensizleşmesi nedeniyle hissedilir hale gelmesi olarak tanımlanabilir. Her çarpıntı bir ritim bozukluğu göstergesi değildir. Ateş, egzersiz, heyecanlanma, öfkelenme ve stres durumlarında kalbimizin normalden hızlı atması ve bizim bu atışları hissetmemiz normaldir. Normal kalp hızı yaşa göre değişir ve çocuklarda erişkinlere göre daha hızlıdır. Kalbin hızlı attığına bu durum dikkate alınarak karar verilmelidir.
Çarpıntı Nedenleri Nelerdir?
Çarpıntı kalp hastalıklarıyla ilişkili olabileceği gibi kalp dışı nedenlerden de kaynaklanabilir. Ateş, egzersiz, heyecanlanma, öfkelenme ve stres dışında kafeinli içecekler (çay, kahve, kola, enerji içecekleri), bazı ilaçlar, uyuşturucu maddeler, kansızlık, tiroid bezimizin fazla çalışması ve kan şekeri düşüklüğü çarpıntıya neden olabilen kalp dışı nedenlerdir.
Kalbin kasılma ve gevşemesini düzenleyen ileti yollarının veya kalp kasının uyarılabilirliğinin artması, ileti yollarının hasar görmesi, anormal ileti yollarının varlığı, kalbin repolarizasyonunun gecikmesi ritim bozukluğu ve çarpıntıya yol açar. Kalpteki delik ve darlıklar kalp boşlularını genişleterek, kalp kasını kalınlaştırarak, kalp kası hücrelerinde hasara yol açarak kalbin uyarılabilirliğini dolayısıyla ritim bozukluğuna eğilimi artırabilirler. Kalp yetersizliği de kalbin hızlı atmasına neden olan bir durumdur. Kalp kası hastalıklarıyla kalp hücrelerindeki elektrolit kanallarının genetik bozuklukları önemli ritim bozukluğu sebeplerindendir. Kan elektrolitlerindeki anormallikler de ritim bozukluğuna yol açabilir.
Çarpıntıyı Ne Zaman Önemsemeliyim?
Bazı ritim bozuklukları önemsiz iken bazıları yaşamı tehdit edebilmektedir. Aniden başlayıp aniden sonlanan; beraberinde göğüs ağrısı, baş dönmesi, göz kararması ve bayılma şikâyetleri ile kalp yetersizliği bulguları (halsizlik, çabuk yorulma, hızlı nefes alma, solunum sıkıntısı, ödem) eşlik eden çarpıntıların önemli bir bozukluktan kaynaklanması daha olasıdır. Bazı seslerle tetiklenen, egzersiz yaparken veya yüzerken ortaya çıkan çarpıntı ve bayılmalar her zaman önemsenmelidir. Ailesinde erken yaşta ani ölüm öyküsü olanlarda görülen çarpıntı ve bayılmalar ayrıntılı inceleme gerektirirler. Bayılmayla sonlanan çarpıntıların ani ölüme yol açma olasılığı olduğu unutulmamalıdır. Ritim bozuklukları bazen önemsiz nedenlerden kaynaklansa da ciddi bir nedenin gözden kaçmaması için çarpıntısı olan bütün çocuklar çocuk kardiyolojisi uzmanları tarafından değerlendirilmelidir.
Çarpıntısı Olanlarda Hangi Tetkikler Yapılır?
Çarpıntısı olan çocuğun değerlendirilmesinde en önemli tetkik özellikle hastanın yakınması sırasında çekilen elektrokardiyografi (EKG)’dir. Çarpıntı durduktan sonra çekilen EKG’ler bazen ritim bozukluğuna yatkınlıkla ilgili ipuçları verebilseler de genellikle normal bulunurlar. Çarpıntı sırasında çekilen EKG bize çarpıntının kalbin normal atımının hızlanmasından mı yoksa anormal atımlardan mı kaynaklandığını gösterir. Ekokardiyografi, Holter EKG, olay kaydedici, efor testi ve çarpıntı yapabilecek nedenlerle ilgili kan tahlilleri bu hastalarda yapılabilecek diğer tetkiklerdir. EKG çekme imkanı yok ise ebeveynlerin çarpıntı sırasında çocuklarının kalp hızını saymaları ve ritmin düzenli olup olmadığına dikkat etmeleri değerlendiren doktora yardımcı olabilir. Çocuğun kalbinin sayılamayacak kadar hızlı atması ritim bozukluğu açısından daha anlamlıdır.
Ritim Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?
Çarpıntı kansızlık, kan şekeri düşüklüğü, elektrolit anormalliği, tiroid bezinin fazla çalışması gibi kalp dışı nedenlerden kaynaklanıyorsa altta yatan bozukluk düzeltilir. Çarpıntıya eğilim oluşturan ilaçlar (astım, soğuk algınlığı, depresyon, hipertansiyon ilaçları vb.) gerekmedikçe kullanılmaz; kullanılmak zorundaysa mümkün olan en düşük dozda ve en kısa süreli olarak kullanılır. Çay, kahve, kola gibi kafeinli içecekler hem kalbin normal atımlarını hızlandırabildiklerinden hem ritim bozukluğuna eğilim oluşturabildiklerinden mümkün olduğunca az tüketilmelidirler.
Çarpıntı şikayetiyle başvurmuş ve kalp kaynaklı bir ritim bozukluğu saptanmış hastaların tedavisi de saptanan nedene göre değişkenlik gösterir. Ritim bozuklukları özellikle küçük çocuklarda bazen geçici olabilirse de genellikle kalıcıdır. Kalıcı ritim bozukluklarının bir kısmı önemli değildir.
Ritim bozukluğunun türüne, eşlik eden yakınmalara ve hastanın yaşına bağlı olarak ritim bozukluğu saptanan hastaların bir kısmı ilaç tedavisi verilmeksizin izlenirken, bazı hastalara ritim bozukluğunu baskılayan ilaçlar başlanır. Beş yaşın üzerindeki uygun hastaların ritim bozukluğu, elektrofizyolojik çalışma ve ablasyon adı verilen girişimle %95 başarı oranıyla kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir.
Aksesuar yola bağlı supraventriküler taşikardi tanısı alan ve takip edilen hastaların atakları tekrarlarsa çocuk ailesi tarafından sakinleştirilmeli, derin nefes alması ve ıkınması sağlanmalıdır. Yüze buz uygulanabilir veya büyük çocuklarda boyundaki atar damara tek taraflı masaj yapılabilir. Bu uygulamalarla atak sonlanmazsa hastaneye başvurulmalıdır.
Genetik ritim bozukluğu tanısı alan hastaların ömür boyu ritim bozukluğunu önleyici ilaç almaları gerekir. Ayrıca bazılarına ritim bozukluğu sırasında elektroşok vererek ritmi düzelten ve hayati riski azaltan defibrilatör cihazı takılması gerekebilir. Genetik ritim bozukluğu saptanan hastaların birinci derece yakınlarının da ritim bozukluğuna yatkınlık açısından değerlendirilmeleri önem arz etmektedir.